Üye Olmadan Entegrasyon Mümkün mü? Türkiye'nin AB Üyeliğinin Hukuki Dayanakları ve Tam Üyelik Alternatifleri
Özet
Müzakerelerin başlamasıyla birlikte Avrupa Birliği Antlaşmasının (Maastricht Antlaşması) 49. Maddesi'ne göre Türkiye'nin AB'ye üye olma hakkı doğmuştur. Öte yandan Avrupa Birliği, Türkiye'yi Birliğe kabul etmek zorunda değildir. AB Konseyi'nin 16–17 Aralık 2004 Zirvesi Sonuç Bildirgesi'nde bir garanti maddesi bulunmaktadır. Buna göre, Türkiye'nin AB üyeliğinin gerçekleşmemesi ama buna rağmen her iki tarafın da daha derin bir ortaklık ve entegrasyon isteğini belirtmesi halinde, "söz konusu aday ülkenin Avrupa yapılarına en sıkı bağlarla bağlanması temin edilmelidir". Burada temel soru, Türkiye için uluslar üstü düzeyde bir entegrasyonun mu (katılım) yoksa hükümetler arası işbirliğine dayalı bir entegrasyonun mu (İmtiyazlı Ortaklık, Genişletilmiş Ortak Üyelik, Avrupa Ekonomik Alanı Artı) daha faydalı olacağıdır. Bu noktada Aşamalı Entegrasyon Modeli, yeni üçüncü bir entegrasyon modeli sunmaktadır. Hükümetler arası işbirliğine dayalı dinamik bir entegrasyon modeli sunan Aşamalı Entegrasyon, Türkiye'yi ilgilendiren konularda Ankara'ya, karar alma mekanizmasına katılım hakkı tanıyarak aslında ortaya sui generis yeni bir üyelik şekli çıkarmaya müsaittir.
Anahtar kelimeler
AB Genişlemesi, Aşamalı Entegrasyon, İmtiyazlı Ortaklık, Genişletilmiş Ortak Üyelik, Avrupa Ekonomik Alanı Artı
Atıf
Karakaş, Cemal, “Üye Olmadan Entegrasyon Mümkün mü? Türkiye’nin AB Üyeliğinin Hukuki Dayanakları ve Tam Üyelik Alternatifleri”, Uluslararası İlişkiler, Cilt 4, Sayı 16 (Kış 2007-2008), s. 23-49.
Bağlılıklar
- Cemal Karakaş, Araştırmacı, Peace Research Institute Frankfurt